top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıDr. Emin EMİRZA

"Siz ne iş yaparsınız?"




Şu söylemesi çok kolay olan "bakış açısı" kavramı var ya, o kadar önemliki, kendinizi, işinizi, çalışanlarınızı, hayatı nasıl algıladığınız tüm stratejik kararlarınızı etkiliyor. Bunun ne anlama geldiğini okuyarak tam anlamasak da hayatın içinde yaşadıklarımız sonra bize öğretiyor. Üstad Drucker iş dünyası için bunun çilesini çekmiş birisi. Daha önce okuyup notlar aldığım, "21. Yüzyıl İçin Yönetim Tartışmaları" kitabının notlarını kendi sadeleştirme becerilerimi de kullanarak özet bilgi haline getirdim. Merak edenler okuyabilir:


21. Yüzyıl İçin Yönetim Tartışmaları

Peter Drucker, Capital, 2. Baskı, 2000.


  • CAT kendine şu soruyu sordu: “Müşteriler neden bizden iş makinesi satın alıyor? Yanıt: “Makine için değil, makinenin işyerinde yaptıkları için ücret ödüyorlar.”Makinenin çalışmadığı 1 saat bile bazen müşteriye makineden daha fazla maliyete neden olduğuna göre, önemli olan makinenin işler halde tutulmasıdır.” Yani asıl işimiz: hizmet.Bunun farkına vardıklarında bütün iş süreçlerini bu anlayışa göre yeniden tasarladılar. Müşteriye sürekli işlerlik, anında onarım veya değiştirme garantisi verildi (170).

  • İşletmede ekonomik gerçek ile politik gerçek arasındaki uyumsuzluğu yönetirken ilk kural, ekonomik gerçeğe uymayan hiçbir şeyi yapmamaktır.

  • Yeni bir ürün ya da şirket satın almaya karar verirken mevcut iş modelinizle uyumlu olmasına dikkat etmelisiniz. Örneğin, Coca Cola Fransa’da meyve suyu satışlarından daha fazla para kazanır. Japonya’da ise en önemli ürünü otomatik makinelerde satışa sunulan kahvedir. Hem kahve hem de meyve suyu Coca Cola’nın iş modeline uygun ürünlerdir.

  • Serbest piyasa koşullarında rekabet eden hiçbir marka dünyanın herhangi bir yerinde kendi sektöründe liderler markaların koyduğu standartları dikkate almadan, uzun süre varlığını devam ettiremez.

  • Bir işletmenin ya da ülkenin ekonomik gelişmesini ucuz işçiliğe dayandırarak sürdürülebilir kılması mümkün değildir.

  • Sadece finansal performans, başarı için ölçü olamaz.

  • Bilgi işçisinin tanımı: İşini organizasyondaki herkesten daha iyi bilen kişidir.

  • Bilgi işçilerinin hepsi gönüllü çalışanlarmış gibi yönetilmelidir. Ücretleri tatbikî ödenecektir. Seçkin olan bilgi işçileri çabuk iş değiştirebilir. Buna karşın gönüllü çalışanlar (işini severek yapanlar), işlerinden daha çok zevk alır ve daha fazla tatmin olurlar. Bu kişilerin işletmenin misyonunu bilmeleri ve ona inanmaları gerekir. Devamlı eğitime ve sonuçları görmeye ihtiyaç duyarlar. Sonuç olarak, çalışanlar kendi içinde farklı grup özellikleri dikkate alınarak yönetilmelidir. Demek ki insan yönetimi giderek bir “pazarlama işi” olmaktadır. Pazarlamaya hiç kimse, “biz ne istiyoruz?” diye başlamaz. Müşteri ne istiyor? Değerleri nelerdir? Hedefleri nedir? Sonuç olarak kabul ettikleri nedir? Sorularıyla başlamak gerekir.

  • Teori: Bir şirketi veya endüstriyi (sektörü) en çok etkileyen teknolojiler, kendi alanı dışındaki teknolojilerdir. Örneğin Transistör, Bell Laboratuvarlarında telefon endüstrisi için geliştirildi. Bell, transistörü ilk geliştirdiğinde bunun telefon sistemi için yeterli kullanımı olmadığını ve bunun başka sektörlerde kullanılabileceğini de öngöremedi. Halbuki transistor dijital devrimi başlatan keşif olmuştur. Doğrudan ya da dolaylı olarak tüm sektörleri etkilemiştir.

  • Yönetim için başlangıç noktası kendi ürün ve hizmetleri, hatta kendi ürün ve hizmetlerinin bilinen son müşterileri de değildir. Başlangıç noktası, müşterilerin değerli olarak gördüğü şey olmalıdır.

  • Yönetim tüm süreci kapsamalıdır. Bu büyüğüyle küçüğüyle her işletme bir ekonomik süreçtir.

  • Yönetim daha faal olmak zorundadır ve bütün süreci içine almalıdır. Tedarikçi ve müşterileri kapsayan tüm ekonomik zincir içinde, kendini sonuçlara ve performansa odaklamalıdır.

  • Kar amacı gütsün ya da gütmesin her işletme inovasyon yapmaz ve girişimcilikle ilgilenmezse uzun süre ayakta kalamaz.

  • Başlangıçtan beri açıkça görülmektedir ki, yönetim ve girişimcilik aynı işin iki ayrı boyutudur.Yönetmesini öğrenemeyen bir girişimci başarılı olamayacaktır, inovasyonu öğrenemeyen bir girişimci de fazla uzun ömürlü olamaz.Bugün her türlü kuruluş ilke olarak değişim için tasarlanmalıdır.

  • Yönetimle girişimciliğin birbirinden farklı olduğuna inanan yöneticilerin kendilerini iş dünyasının dışında bulmaları uzun sürmez.

  • Arz sorunu yaşanan dönemlerde, “yönetimin ilgi alanı işletmenin içidir.” Varsayımı kabul edilebilir. Ancak bunu günümüz için söylemek mümkün değildir.

  • Yönetimin en belirgin işlevi, işletmenin kaynaklarını işletmenin dışında elde edilecek sonuçlara göre organize etmesidir (49).

  • İşletmenin performansı ve sonuçlarını, kurum içinde ve dışında, kurumun kontrolünde veya kontrolü dışında etkileyen her şey yönetimin ilgi ve sorumluluğu dahilindedir.

  • Ekonomik zincir maliyetlemesi: Pazarda önemli olan ekonomik gerçek, kimin neye sahip olduğuna bakılmaksızın toplam sürecin maliyetidir (129).

  • Pazarda yenilik yapan ve önemli çıkış yapan girişimlerin genellikle % 30’u civarında büyük bir maliyet avantajı sağladığı görülmektedir. Örneğin Toyota, Amerika’da çıkışını bu maliyet avantajı ile gerçekleştirmiştir.

  • İşletmeler maliyetlerini kontrol ettikleri için değil, servet yarattıkları için kar ederler (131). Bu pazarlamaya işaret eder (EE).

  • Bir işletme, sermaye maliyetinden daha yüksek bir kar sağlamıyorsa, zararına çalışıyor demektir (132).

  • Değişimin daima müşteri olmayanlarla başladığı bir gerçektir. (Ne demek?) 

  • Büyük değişiklikler her zaman kurumun dışında başlar. Markalar pazarın ancak küçük bir bölümüne hitap eder (kendi müşterileri düşünüldüğünde). Temel değişiklikler her zaman müşteri olmayanlarla başlar ve önem kazanır (137).

  • Strateji için, kontrol edilemeyen çevre hakkında düzenli bilgiye ihtiyacımız vardır.

  • Strateji, pazarlar, müşterilerimiz ve müşteri olmayanlar, teknoloji (sektör ve sektör dışı) küresel finans, ve küresel ekonomi hakkında bilgi gerektirir. Çünkü bu faktörler doğrudan ya da dolaylı sonuçları etkiler (137).

  • İşletmelerde iletişim, ortak bir işe ve ortak bir mücadeleye odaklanmalıdır.

  • 20. Yüzyıl şirketlerinin en değerli varlığı üretim donanımıydı. 21. Yüzyıl işletmelerinin en değer varlığı bilgi işçileri ve verimliliği olacaktır (151).

  • Toylar bilgiyi işe uygulayan ilk kişidir. Toylar, el işçiliğinde, “beceriyi” kutsamamıştır. El işçiliğinde böyle bir şey olmadığını göstermiştir.(154). (Taylor'un bakış açısı yönetimde bir devrim meydana getirmiştir.)

  • Endüstri mühendisliği, bilimsel yöntemi esas alır (156).

  • Bilgi işçisinin verimliliği 21. Yüzyılda en büyük yönetim mücadelesidir (172).

74 görüntüleme0 yorum
bottom of page